bugün

entry'ler (160)

gecenin tek cümlelik özeti

gecenin dürüstlüğünden herkes kuşkulanır.

sözlük yazarlarının itirafları

bu halinle kabul ediyorum seni, hani hamamböceklerini kabul edişim gibi.

münir özkul u iyi bir oyuncu zannetmek

bu mevzuyla ilgili edip cansever şöyle der 'ne çıkar siz bizi anlamasanız da.. evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar.. eh,yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da..'

facebook ta kendi paylaştığını beğenen insan

beterin beteri var. kendi paylaştığına yorum yazıp kendi yorumunu da beğenen mallar var bir de.

sözlük yazarlarının itirafları

gerçeğin bir parçası olabilmek için, kendi gerçeğimi kendim yaratmalıyım.

kelebek etkisi

''ben afrika'da kanat çırpan kelebeğin kuzey amerika'da yarattığı kasırgayı istiyorum.
ben kaos istiyorum.''

voice of euphrates

kalbimle değil, aklımla değil, ruhumla sevdiğim insan. dostların en büyüğü...

google dan gitar çalmak

google nin yeni şebekliği.

üniversite

bilinenin aksine ''yan gelip yatma yeri'' değildir.

hastası olunan sözler

hiç düş kırıklığına uğramayanlar,hiç umut beslememiş olanlardır. bernard shaw

eivind aarset

Bir nevi kıyamet habercisi.

http://www.youtube.com/watch?v=fslgw8iazqg

turgut uyar

''böylesi dağınık olmasın duyuların,
yırtıyorken kendimi
yankılanmak için sana.''

köroğlu

durman hey ağalar gelin meydana
boyansın kılıçlar al kızıl kana
bende mürüvvet yok kıyarım cana
içerimden gamım gitmez neyleyim

arap at altımda durmaz savaşır
kılıcı çekersem gözler kamaşır
benim ilen şimdi devler uğraşır
sizin ilen işim bitmez neyleyim..

charles baudelaire

''güneşler ki en derin denizlerde yıkanır.''

namus

bu namustur,
künyemize kazınmış
bu da sabır,
ağulardan süzülmüş... AHMED ARiF

evet efendim

bunu kullananlar bir yerden sonra bu girişe göre başlık açmaya başlarlar. angutça bi tespit ve hemen altında 'evet efendim' şablonuyla karşımıza çıkan bir yığın zırva..

özdemir asaf

şöyle bir bak.. bütün yaşayanlar ölüyor.. yaşamana bak.

yılmaz güney

ve kendi kendime dedimki;
hayatındaki zaafları, yalanları
o zaaflara ve yalanlara tekabül eden bütün ilişkileri,
nesnel koşulların elverdiği oranda temizle,
yalnız kalmaktan korkma
gerçekler seni güçlendirecektir...'

yılmaz güney

kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk...
yüreğimizin yufkalığı kimi zaman
hayat karşısında bizi zayıf yaptı.
aslında ne güzel şeydir
insanın insana yanması sevgili...
ne güzeldir bilmediğin birinin
derdine üzülebilmek ve çare aramak...
ben, bütün hayatımda, hep üzüldüm, hep yandım.
yaşamak ne güzeldir be sevgili...

sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek...
ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın

yılmaz güney

''baba oğlunu kucakladı, bir çeşit sarsalayarak ''bak sana ne anlatacağım'' dedi. ''bu annene kalırsa sen hapı yutarsın oğlum. çünkü senin annen tıpkı benim anneme benziyor. benin annem de böyleydi, beni çok severdi. titrerdi üstüme. ailenin tek çocuğuydum. başıma bir iş gelmesin diye, 'aman ağaca çıkma oğlum, düşersin', 'aman suya girme oğlum, boğulursun', 'aman kimseyle güreşme, bir yanını kırarsın' diye diye beni her şeye seyirci bir insan haline getirdi. hayata seyirci kalmak kötüdür oğlum. hayatın iyi, uslu bir seyircisi olmaktansa, hayatın içinde başarısız bir adam olmak bin kere daha iyidir. iyi bir boks seyircisi olmaktansa, kötü bir boksor olmayı göze almak daha iyidir oğlum.''